Bilgisayar Öğretmeni?
Merhaba:
Bilgisayar Öğretmeni konusunda en son yazdığım yazı 6 Ekim 2014 tarihinde bu güncede yazmışım; başlığı da “Avrupa Birliği’nde 11- 17 Ekim haftası, çocuklara ve gençlere bilgisayar programı yazmayı öğretme haftası (Code Week EU) ilan edildi” geçenlerde Bilişim Teknolojileri Eğitimcileri Derneğinden gelen bir mesajda Türkiye Bilişim Derneği tarafından yayınlanan Bilişim Dergisinde yer alan bir yazının bağlantısı veriliyor ve okumamız öneriliyordu, “Teknolojinin amaç olarak kullanımından çok araç olarak kullanımı” başlıklı yazıda Bilgisayar Öğretmenliği konusunda katılmadığım bir çok saptama yer alıyordu. Özellikle, yazının 60. sayfasında yer alan aşağıdaki paragraf çok ilginç;
Ben bu paragrafı ve yazının geri kalanı okuduğumda dünyada örneği olmayan Bilgisayar Öğretmeni ? ve Bilgisayar dersinin beyhude bir çaba olarak değerlendirildiğini anlıyorum,
ve bu düşünceyi kesinlikle doğru bulmadığımı söylemek istiyorum. Ayrıca, aynı yazıda yer verilen bir saptamaya
yaygınlaşma konusunda katılıyorum ama varılan sonuca yani ayrı derslerin, ayrı öğretmenlerin olmasının neden sonuç ilişkisi konusunda kafaların karışık olduğunu düşünüyorum. Bu derslerin ve Öğretmenlerinin sistemde olmasının amacının çağın öğrencilerine Algoritmik ve Bilgisayarca (Computational Thinking) düşünme bilgi, beceri ve tutumlarının kazandırılması olduğu için tam bu noktada Bilgisayar Öğretmenine karşı çıkanların bu becerilerin K12 öğrencilerine nasıl kazandırılacağı konusunda bir açıklama getirmelerinin gerekli olduğunu düşünüyorum. Yazı bahsedilen “kompartmentalist” kelimesiyle açıklanmaya çalışılan düşünce eğer her kazandırılmak istenen bilgi, beceri, tutum için ayrı ders olmaz düşüncesi ise öğrencilerimize niçin fizik, kimya, biyoloji, matematik, yabancı dil vb. gibi ayrı ayrı dersler veriyoruz bunları da bir araya toplayalım tek bir ders? ya adı ne olacaksa onunla eğitelim!!!!! Nasıl ki isimlerini saydığımız dersleri öğrencileri hayata hazırlamak için veriyorsak ve sonunda hiçbir öğrencimizin kimyacı, fizikçi, matematikçi, yabancı dil uzmanı olmasını beklemiyorsak (Temel Eğitimin (K12’nin) böyle bir amacı yoktur) Bilgisayar dersinin amacıda yukarıda bahsettiğim amacının dışında bir amacı yoktur, bu çağın çocuklarının sahip olması gerek bu bilgi, beceri ve tutumlar nasıl ki diğer alan isimlerinde olduğu okul öncesinden başlanarak bütün çocuklarımıza bu konularda yetişmiş ehil öğretmenler aracılığıyla kazandırılmalıdır. Değilse, sadece tüketim tabanlı bir eğitim sistemi içerisinde yetişen bireylerden ileride üretici olmalarını beklemek ham hayal bile değildir. Yazıda gözüme çarpan bir başka nokta ise bu alanda herkesin kendi amacı doğrultusunda yorum yapması ve bunun mutlak doğru olarak sunması;
Finlandiya örneklemesi doğru gibi düşünebilir ama onların Öğretmen yetiştirme, müfredat konularına bakıldığında bizim için uygulanabilir, kullanılabilir bir örnek olmadığı örneğe iyi bakıldığında kolayca anlaşılabilir. Keşke, Finlandiya’nın yaptıkları bize örnek olabilse diye de istek tutulabilir. Kore örneğine gelince bu konuda Kore’de yaşayan ve doktorasını Amerika’da tamamlamış olan Dr. Woochun Jun’un yazısını paylaşarak sizlere bırakmak istiyorum;
Son olarak;
Bu paragrafta da gene kavram kargaşası var. Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Bölümlerinin kuruluş amacını daha önceki yazılarımda paylaşmıştım. Yukarıdaki alıntıda bu amacın ne olduğu konusunda kafaların hala karışık olduğu anlaşılıyor. Diğer branş öğretmenlerinin Bilişim Teknolojilerini derslerinde daha etkin kullanmaları için BÖTE bölümlerine gelmesi ve orada eğitim almaları konusunda şimdiki yapıda herhangi bir engel bulunmamaktadır.
Saygılarımla
M. Yasar Ozden
2 Comments
Gonca
Hocam kaleminize ve beyninize sağlık. Her cümlenize katılmakla birlikte ortaya koyduğunuz argümanlar için teşekkürlerimi sunarım.
Saygılarımla.
Halil Ersoy
Bilgisayar eğitiminin içinde ne olduğuna veya ne olması gerektiğine göre durum değişir.
Programlamanın, daha doğrusu algoritmik düşünmenin son yıllardaki popülerliği öncesine kadar eğitim sistemindeki bilgisayar eğitimi derslerinin içeriği Word, EXCEL, Internet ve donanım idi. Ayrıca hayatıızda da bilgisayar herkesin elince ve cebinde değildi. Hal böyle olunca az önceki becerilere günlük hayatta temas ederk tek başına öğrenmek çok zordu. O nedenle bilgisayar dersleri WORD EXCEL vb (programlama olmadan) başladı ve devam etti.
Daha sonra artık bu cihazlar peynir ekmek gibi olunca, kullanıcıların bir çokğu özel ders almadan da sistemler keşfedebilmeye başladılar. İçeriği güncelenmeyen bilgisayar dersleri öğrencinin gerisinde kalır oldu. "Gereksiz" olarak nitelendirildiler.
Günümüzde ise programlama, ve algoritmik düşünme gibi daha farklı bir amaç öncelikli oldu. Bu bilgi ve becerileri bir öğrencinin kendi kendine öğrenmesi çok zor ve istisnai bir durum. Daha önceden genel kitle için gereksiz ve anlamsız olarak nitelendirilen "kod yazma", şimdi bu sayede algoritmik düşünmeye ve tüketicilikten üreticileğe geçişte olmazsa olmaz şeklinde tanımlandığı için müfredatta yer almalı diye öneriliyor.
Bilgisayar öğretmeninin rolü de artık farklı. Belki bu en baştan beri bu şekilde tanımlandı ancak Türkiye'deki okullardaki ve evlerdeki bilgisayara erişim az olduğunda dolayı gerçekleştirilemedi. Öğretmenler paket program anlatıp derleri verdiler, ancak daha ileriye gidemediler.
Ancak günümüzde öyle ya da böyle bilgisayara erişim arttı. Algoritmik düşünce ve programlama kendi başına bir "alan" (matematik, fizik, Türkçe,, tarih gibi). Dolayısı ile alan öğretiminde alanın uzmanı yer almalı.
Diğer derslerin içinde teknolojinin yerini ise öncelikle o alanın uzmanları tartışmalı. Yksek lisans programları veya farklı noktalarda işbirliği her zaman mümkün.
İlk aklıma gelenler ile yazdığım bu ek yazıda umarım çok fazla hatam yoktur.
Herkese sevgi ve saygılarımla,
Yrd.Dç.Dr.Halil Ersoy
BÖTE 2000 lisans, BÖTE 2003 YLisans ve BÖTE2009 Doktora mezunu.